top of page

Doğum Sonrası Depresyon

ÇoÄŸu insan çocuk sahibi olmayı ister ve heyecanla doÄŸacak olan bebeÄŸini bekler. Dolayısıyla yeni anne olmuÅŸ bir kadının beklentisi de bebeÄŸinin ona mutluluk vereceÄŸidir. Ancak sosyal olarak “çocuksuz kadın” rolünden “anne” rolüne geçmenin getirdiÄŸi deÄŸiÅŸimlere uyum saÄŸlamak herkes için kolay olmamaktadır. MesleÄŸe bir süre ara vermek, sosyal çevrenin deÄŸiÅŸmesi, kiÅŸisel alanın azalması, eÅŸle, anneyle ya da yakın olunan diÄŸer kiÅŸilerle iliÅŸkilerin nitelik deÄŸiÅŸtirmesi, gebelikte alınan kilolar, bel aÄŸrıları ya da varis gibi eklenen diÄŸer saÄŸlık sorunları bu süreçte geliÅŸen baÅŸlıca deÄŸiÅŸimlerdir.

 

GeçmiÅŸte hiç hesaplanmadan yapılabilen belki çok önemsiz ÅŸeyler bir anda çok deÄŸerli oluverir. ÇocuÄŸu yokken evden kapıyı çekip çıkıveren kadın ÅŸimdi her seferinde bebeÄŸi bırakacak güvenilir birine ihtiyaç duyar. Bulamazsa da bebek arabasının gidebildiÄŸi yerlere, emzirme ya da alt deÄŸiÅŸtirmeye uygun ortam bulabileceÄŸini de hesaplayarak, koca bir anne çantasını koluna takıp gidebilir. Yalnız kalıp kitap okumak ya da kahve içmek için bebeÄŸin uykuya dalmasını bekler. AÄŸladığını duyamazsam diyerek hayatının en kısa banyolarını yapar. Kısacası yaÅŸam alanı somut olarak daralır.

 

Günümüzün anneleri bu yalnızlığı sosyal medya ile aÅŸmaya çalışıyor. GeçmiÅŸte lohusa kadınların aklına “nasıl bir anneyim” sorusu geldiÄŸinde kendilerini ancak kayınvalide veya anneleriyle kıyaslayabilirken ÅŸimdi sosyal medyada her ÅŸeyi “iyi” yapan bir yığın anneler grubu buluyorlar. Lohusa kadın eÄŸer kaygılı ve kendini olumsuz deÄŸerlendirmeye meyilli ise bu sosyal medya bombardımanı içinde “kötü anne” olduÄŸuna inanabiliyor. BebeÄŸi daha saÄŸlıklı yapacak bir reçete ya da daha akıllı yapacak bir oyun öÄŸrenmek için bütün vaktini anne bloglarında geçirebiliyor. Böyle bir süreç bir yandan bebeÄŸi hayatının merkezi haline getirip kendi alanını daha da daraltırken bir yandan da bebekle arasındaki içgüdüsel iletiÅŸimi bozuyor.

DeÄŸiÅŸen hormonal denge, günlük yaÅŸamın eskisi gibi olamaması, iÅŸ yükünün artışı, uykusuzluk, çevreden dayatılan “iyi ve mutlu anne” imajı, sosyal desteÄŸin az olması gibi etkenler lohusa kadında depresyona yatkınlık yaratıyor. Dolayısıyla bu tür risk etmenleri olan kadınların gebelik sırasında bu deÄŸiÅŸim sürecine kolay uyum saÄŸlayabilmeleri için destek almaları uygun olur. Hormonal deÄŸiÅŸimi deÄŸiÅŸtirmek mümkün olmasa da sosyal destek sistemlerini arttırmak, kendine zaman ayırmak ve iliÅŸkileri yeniden düzenlemek psikoterapi süreciyle mümkündür. Yeni doÄŸmuÅŸ bebeÄŸinin hızlı deÄŸiÅŸim sürecini keyifle izlemek, huzursuz olduÄŸunda akılda kaygı ve ÅŸüpheler olmadan onun neye ihtiyacı olduÄŸunu fark edebilmek ve rahatlatabilmek, büyüyen ailesiyle birlikte kendini yeterli ve mutlu hissetmek her annenin hakkıdır.

 

​

Mutlu Bebek

DoÄŸum yapan kadınların yaklaşık %50-80’i Lohusalık Hüznü, %10’u Lohusalık Depresyonu ile karşılaşıyor.

Lohusalık hüznü doÄŸumdan sonraki bir haftada ortaya çıkar. AÄŸlama, uykusuzluk, kaygı, sinirlilik, duygularda hızlı deÄŸiÅŸim, unutkanlık, konsantrasyon güçlüÄŸü görülür. Lohusalık hüznü ÅŸiddeti azalarak, genellikle 2 hafta içinde düzelir. Ä°laç tedavisine gerek duyulmaz.

DoÄŸum sonrası depresyonu ise doÄŸumdan 2-4 hafta sonra baÅŸlar, bebeÄŸe ve eÅŸe karşı zıt duygular, suçluluk hissi, bebeÄŸin bakımında güçlükler, aktivitelere karşı ilgi ve isteÄŸin azalması, intihar düÅŸünceleri gibi daha ÅŸiddetli belirtiler ile gider ve tedavi edilmediÄŸi takdirde 1-2 yıl sürer.

Annenin depresyonu bebeÄŸe de sindirim sorunları, kolik, uyku problemleri ve hırçınlık olarak yansıyabilir. BebeÄŸin uygun duygusal geliÅŸimi için bu dönemde anneden zamanında ve uygun duygusal tepkiler alması gereklidir. Huysuzluk ve aşırı aÄŸlamalar bebeÄŸin kendini güvende hissetmediÄŸini gösterir. Büyük çocuk varsa o da duygusal ihtiyaçlarının karşılanmamasından kolaylıkla küçük kardeÅŸini sorumlu tutabilir ve kardeÅŸ kıskançlığı artabilir.

Birçok kadın en mutlu olmaları gereken zamanda böyle duygular taşıdıklarından dolayı suçluluk duyup belirtilerini saklar. Bazıları ise çevrede lohusalık hüznü yaÅŸayan kadınlardan öyle öÄŸrendikleri için bu belirtilerin geçici olduÄŸunu düÅŸünerek doktora gitmek istemezler. Bu nedenle lohusa depresyonu çoÄŸunlukla tedavisiz kalır.

Lohusalık depresyonunun sonraki doÄŸumlarda tekrarlama oranı çok yüksektir. Bu nedenle ilk çocuÄŸunuzda lohusalık hüznü ya da depresyon yaÅŸadıysanız mutlaka sonraki gebeliklerde de bir psikiyatri uzmanıyla görüÅŸüp önlem almalısınız.

Emzirme lohusalık depresyonunu tedavi etmeye engel deÄŸildir. Tedavide emzirirken uygulanabilecek ilaç seçeneklerinin yanında psikoterapi seçeneÄŸi de vardır. Hem kendi saÄŸlığınız, hem bebeÄŸinizin saÄŸlığı için tedavinizi geciktirmeyin.

# doğum sonrası depresyon

# postpartum depresyon

# lohusalık depresyonu

# anne depresyonu

# gebelik

# anne olmak

bottom of page